Avrupa Birliği’nin, 28 üye ülke için 2020 yılına kadar öngördüğü “akıllı, sürdürülebilir ve katılımcı büyüme” çerçevesinde ortaya koyduğu hedeflerden bazıları şunlar:
*20-64 yaş arasındaki istihdamın % 75’e çıkartılması…
*Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payının % 3 olması…
*Sera gazı salımlarının % 20’ye indirilmesi…
*Enerjinin % 20’sinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması…
*Enerji verimliliğinde % 20 artış sağlanması…
*Erken yaşta eğitimi terk oranının % 10’un altına indirilmesi…
*Nüfusun en az %40’ının lise eğitimini bitirme yaşının 30-34 olması…
AB, bu hedeflerin hepsine hizmet edebilecek kapsamda olan bilgi ve iletişim teknolojilerini (kısa tanımıyla bilişimi), “Akıllı Büyüme” girişimi altında “Avrupa İçin Dijital Gündem” olarak saptadı. Yani AB Komisyonu, bugüne kadar örneği olmayan bir şekilde bilişimi, ekonomik ve sosyal kalkınmanın “lokomotifi” olarak öne çıkarttı. Bilişim, böylece, AB üyeleri ve aday ülke Türkiye için ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerine ulaşmayı en hızla sağlayacak en önemli araç olarak görülüyor. Bilişim derken de yazılım, bütün sektörleri “enlemesine kesen” ortak payda olarak öne çıkıyor.
AB’nin 2020 hedeflerini gerçekleştirmak amacıyla Avrupa’da “akıllı, sürdürülebilir ve katılımcı büyümeyi” sağlamaya yönelik faaliyet, yazılımı da geliştirecek, yazılım daha verimli ve etkin olacak, bu durum aynı zamanda istihdamı da artıracaktır.