OECD Bilimsel ve Teknolojik Politika Komitesi (Committee for Scientific and Technological Policy- CSTP) 2017’nin Nisan ayında “Sıradaki Üretim Devrimi- Kamu ve İş Dünyası için Çıkarımlar” adında bir rapor yayınlamıştır. OECD’nin yayınlamış olduğu söz konusu raporda genel hatlarıyla üretimde kullanılmaya başlanan yeni teknolojilerin günümüz ekonomilerinde yaratacağı etkiler anlatılmakta ve ülke deneyimlerine yer verilmektedir. Rapor, yaklaşık 2030 gibi yakın bir döneme kadar üretim için önemli olacak teknoloji setinin ekonomik ve politik yansımalarını analiz etmektedir. Rapordaki görüşe göre teknolojilere odaklanmakla, teknoloji ile ilgili konular ve politikalar üzerinde düşünme fırsatı elde edilmektedir. Ayrıca gelecek üretimin teknolojik özelliklerine konsantre olmak çözünürlüğe de izin vermektedir. Son zamanlarda gündeme getirilen birçok çalışma üretimin dijitalleşmesine, “Endüstri 4.0”a ve bir fenomen olarak görülen “İleri İmalat”a işaret etmektedir.
Rapora bakıldığında, teknolojiye dijitalden daha geniş bir çerçevede yaklaşıldığı ve endüstri biyoteknolojisi ve imalat boyunca üretimin çehreleri gibi önemli teknolojileri incelediği görülmektedir. Teknolojik bakış açısı, verimlilik ve büyümenin mikro ekonomik analizini her zaman merkezine almayan yönetsel faaliyetlerin bazı alanlarının önemli olduğuna dair bir değerlendirme sunmaktadır. Bahsi geçen konuları anlamak, firmaların ve piyasaların standart analizini tamamlayabilir ve ayrıca üretimde teknolojik değişimin geçmişinin hesaplanması bugünün teknolojik aksaklıklarını gidermeye dönük cevaplar vermeye yardımcı olabilir.
OECD’nin yayımlamış olduğu söz konusu rapor temel olarak iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım “Yeni Gelişen Anahtar Teknolojiler” başlığını taşımaktadır ve beş bölümden oluşmaktadır. İkinci kısım ise “Yatay Kesen Temalar” başlığını taşımakta olup altı bölümden oluşmaktadır.
Raporun birinci bölümü “Sıradaki Üretim Devrimi: Ana Konular ve Politika Önerileri” başlığını taşımaktadır. Bu bölüm, bütün raporu tüm öğeleriyle birlikte ele alıp temel bulguları incelemekte ve dijital teknolojiler, endüstri bioteknolojisi, nanoteknoloji, 3boyutlu baskı ve yeni materyallerin ele alındığı bölümlerdeki politika fikirlerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu bölüm, diğer bölümlerde bahsi geçen konulardaki temel mesajı özetleyip yorumlamaktadır denebilir. Bu giriş bölümü ayrıca birçok ek politika konularını tanımlamakta ve çalışmaya daha geniş, sağlam bir altyapı sağlamaktadır. Bunu özellikle yeni üretim devrimi teknoloileri ve verimlilik arasındaki ilişkiyi, bilim ve Ar-Ge politikalarını, eğitim ve öğretimdeki zorlukları; seçici işgücü piyasası gelişmelerini, coğrafya temelli politikaları, fikri mülkiyet sistemlerinde meydana gelen zorlukları, uzun dönemli politik düşüncenin gerekliliğini ve küresel değer zincirleri için olası etkileri analiz ederek yapmaktadır. Bu bölüm ayrıca daha ileri değerlendirme gerektiren konulara işaret etmektedir.
İkinci bölümün başlığı “Dijital Üretimin Fayda ve Zorulkları” adını taşımaktadır. Bu bölümde yeni bilgi ve iletişim teknolojisi (Information and Communication Technology- ICT) uygulamalarının, özellikle büyük veri analitiği, bulut bilişim ve nesnelerin interneti (Internet of Things- IoT) gibi uygulamaların başlıca endüstri sektörlerinde, yeni geliştirilen üretimi ve onun örgütsel süreçlerini ve iş modellerini nasıl olanaklı kıldığı analiz edilmektedir. Bölümde, otomotiv ve havacılık da dâhil birçok endüstride, yeni bilgi ve iletişim teknolojisi uygulamalarına uyumlanmış firmaların verimlilik tavsiyelerine odaklanılmakta olup ayrıca tarım gibi geleneksel sektörler de ele alınmaktadır. Ayrıca ilgili birçok riski hafifleterek potansiyel verimlilik ve üretimde dijital teknolojilerin diğer faydalarının ihtiyaç duyduğu politika araçlarının bir değerlendirmesini sunmaktadır.
Raporun üçüncü bölümü “Biyoüretim ve Bioekonomi” başlığını taşımaktadır. Endüstriyel biyoteknoloji, malların tükenebilir fosil temelli kaynaklar yerine yenilenebilir biyoyakıttan üretemini içermektedir.
Dördüncü bölümün başlığı “Sıradaki Üretim Devrimine Şekil Vermek için Nanoteknolojinin Potansiyeline Temas Etmek”tir. Nanoteknoloj, hemen hemen varolan tüm piyasa sektörlerinde sayısız üretim ve yenilik süreçlerini devreye sokmuş, ayrıca verimlilik ve sürdürülebilir iyileştirmelere olanak vermiş genel amaçlı bir teknolojidir.
Beşinci bölüm “3 Boyutlu Baskı ve Çevresel Etkileri” başlığını taşımaktadır. Bu bölüm, diğer imalat teknolojilerinin yerini aldığından ve çevresel sürdürülebilirliği geliştirmede politik müdahale için en önemli öncelikleri listelediğinden “Katmanlı Üretim” (Additive Manufacturing) olarak da adlandırılan 3 boyutlu baskının potansiyel çevresel sürdürülebilirlik etkilerini analiz etmektedir. Burada, günümüzde çoğunlukla yaygın olarak kullanılan 3 boyutlu basım teknolojilerinden birkaçı ele alınmakta ve 3 boyutlu baskının yakın gelecekte diğer teknolojilerin yerini alabilme kapasitesiyle ilişkili trendler açıklanmaktadır
Raporun altıncı bölümü “Üretim Tasarımını Kökten Değiştirmek ve Malzeme Yeniliği Aracılığıyla Performans” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde, belli başlı girişimler, eksik yönler ve anahtar politika meleseleri tartışılmaktadır. Yeni ve yenilenmiş malzemelerdeki keşif ve gelişimin giderek çoğalması ve malzeme geliştirme; 3 boyutlu baskı gibi yeni gelişen teknoloji temelli müşteri odaklı üretimi artırmak için bir anahtardır.
Yedinci bölüm “Teknoloji Difüzyonu Sıradaki Üretim Devrimi ve Kurumları” başlığını taşımaktadır. Teknoloji difüzyonu için oluşturulmuş kurumlar, şirketlerin yeni imalat teknolojilerine uyumlanmasına yardımcı olan yeni bilgi ve yöntemlerin yayılmasına ve kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Bu tür kurumlar ayrıca; üretim etkinliğini artırmakdan ürün geliştirmeye, stratejik planlama ve eğitime kadar birçok amacın başarılmasında şirketlere yardımcı olabilirler
Sekizinci bölüm “Kamuoyu Kabulü ve Yeni Gelişen Üretim Teknolojileri” başlığını taşımaktadır. Teknolojinin kamu tarafından kabülü, yeniliğin toplumu nasıl etkileyeceğini belirleyen anahtar faktördür ve bu nedenle kamusal yaklaşım yeni üretim devrimi etrafında politika yapımına şekil vermektedir. Bu konuda direnç vardır ama çoğunlukla teknolojiye direnen yanlış yönlendirilmiş görüş, belli teknolojilerden veya genel olarak yeniliğin faydaları konusunda kamuoyunun bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır. Sosyal bilim araştırmaları, sözkonusu direncin daha önemli nedenlerini göstermektedir. Bunlar; temel değer çatışması, dağıtımla ilgili kaygılar, düzenleyici otoriteler ve kamu kurumlarına güvensizlik olabilir
Dokuzuncu bölüm “Yeni Üretim Devrimini Şekillendirmekte Öngörünün Rolü” başlığını taşımaktadır. Raporda, sıradaki üretim devriminin tetiklediği zorlukları ve fırsatları belirlemek için öngörünün çok yararlı olabileceği belirtilmektedir. Bu bölümde incelenen çeşitli ülkelerde de görüldüğü gibi öngörü, sistematik düşünmeye olanak sağlamakta ve iştirak ve katılım süreçleri aracılığıyla geleceği şekillendirmeye yardımcı olmaktadır.
Onuncu bölüm “Sıradaki Üretim Devrimi için Yeni Üretim Araştırma ve Geliştirme Önceliklerinin ve Politikalarının Uluslararası Değerlendirmesi” başlığını taşımaktadır ve yeni üretim devrimiyle ilgili üretim araştırma ve geliştirmesinde ortaya çıkan yeni trendlerin bir değerlendirmesini sunmaktadır. Söz konusu değerlendirme; merkezi hükümet politika analizlerine ve seçilmiş OECD ülkeleri ve diğer büyük ekonomilerdeki öngörü çalışmalarına ve araştırma stratejilerine dayanmaktadır.
On birinci bölüm “İleri Üretim Enstitülerinin Birleşik Devletlerdeki Yükselişi” başlığını taşımaktadır. 2000’lerde ABD’nin üretim istihdamı üçte bir oranında düşmüş, altmış dört bin fabrika kapanmış, sermaye yatırımı, üretim ve verimlilik artışı düşmüştür. ABD, sistematik olarak üretimini yurtdışına taşımıştır ve çalışmalar, üretim yeteneğindeki düşüşün, yenilik kapasitisini de etkilemekte olduğunu ileri sürmüştür.
OECD’nin Nisan ayında yayınlamış olduğu elimizdeki bu raporun bölümleri ana hatlarıyla yukarıda anlatıldığı gibidir. Bununla birlikte raporda verimlilik konusu, OECD çalışmaları çerçevesinde ele alınmakta ve sıradaki üretim devriminin verimlilik üzerinde yaratacağı etkiler anlatılmaktadır. Rapora göre yeni üretim teknolojilerinin olası verimlilik etkileri, birçok sebepten dolayı mevcut politikayla çok ilişkilidir. Raporun dayandığı araştırmada, inovasyon ile uzun dönemli verimlilik arasında önemli bir ilişki kurulmuştur. Bugün, pekçok OECD hükümeti için artan ekonomik büyüme oranları bir öncelik olmakla birlikte birçok OECD ülkesindeki durgun makroekonomik şartlar, zayıf işgücü piyasası ve kamu borçları, büyüme için araştırmanın aciliyetini ortaya koymaktadır. Buna göre, daha uzun vadede, çalışma yaşı nüfusundaki düşüşün çevresel kısıtlarla birleşmesi OECD ülkelerindeki büyümenin geleceğinin verimlilik artışlı yeniliğe bağlı oluduğu anlamına gelmektedir.
Rapora genel hatlarıyla bakıldığında, yeni üretim devrimi, teknolojilerin birleşmesi sayesinde meydana gelecektir. Üretimin teknolojik imkânları, birbirlerininin potansiyellerinin kombinasyonuyla tamamlanan teknolojilerle sürekli genişlemektedir. Söz konusu teknolojiler, çeşitli dijital teknolojilerden yeni malzeme ve yeni süreçlere kadar uzanmaktadır. Bu teknolojilerin bazıları zaten üretimde kullanılmış olmakla birlikte bazıları yakın gelecekte kullanıma uygun hale geleceklerdir.
Bu teknolojiler üretimi dönüştürdüğü için verimlilik, istihdam, beceriler, gelir dağılımı, ticaret, iyilik hali ve çevre gibi konularda geniş ölçüde sonuçlar yaratacaktır. Söz konusu koşullarda, eğer hükümetler üretimin nasıl geliştiğini daha iyi anlarsa şirketlerin, ekonominin ve toplumun fayda sağlamasının önündeki zorluklarla başaçıkabilmek için o kadar iyi konumlanabileceklerdir. Önümüzdeki süreçte bir dizi politik, kurumsal, teknolojik ve diğer bazı şartlar üretimin geleceğini şekillendirecektir. Örneğin çevresel koşullar ve bazı hammaddelerin azalması, aramalları, su ve enerjide üretim baskısını daha etkili bir şekilde artıracaktır. Ayrıca demografi, tüketiciler tarafından en çok talep edilen ürünlerin neler oluduğunu ve üretimin nerede yapılacağını etkileyecektir. Demografinin üretimin önemli bir belirleyicisi olacağı öngörülmekle birlikte üretim yapılacak yer konusunda, dünyadanın bazı bölgelerinde meydana gelen siyasal istikrarsızlık ve hava durumu gibi diğer pekçok faktörün de ayrıca etkili olacağı belirtilmektedir.
Eğer uygun bir şekilde tatbik edilirse öngörü süreçleri, teknolojik ve sosyo ekonomik değişim zamanlarında politika geliştirmeyi destekleyebilir. Katılımı sağlayacak metodlarla, paydaşlar, gelecek hakkında görüş oluşturup müzakerede bulunmak ve ortak eylem üzerinde fikir birliğine varmak üzere hareketlendirilebilirler. Öngörü süreçleri, paydaş ağını güçlendirmek ve politika alanları arasında işbirliği geliştirmek gibi faydalar sağlayabilir. Bunların yanısıra uzun dönemli düşünmek şarttır. Kısa dönemli zorlukları aşmak için firma, eğitim, birlik ve hükümet liderleri tipik seçim döngülerinin ötesinde politika çerçeveleri ve gelişmeler için hazır olmak zorundadırlar. İlgili düzenlemeler, ancak yeni teknolojiler çeşitli kanallar aracılığıyla işler yarattığında, verimlilik artırıcı teknolojiler tüm ekonomiye genel olarak fayda sağladığında anlamlı olabilecektir. Eğer ana sektörde veya aynı anda birçok sektörde işten çıkarmalar olursa ortaya çıkacak zorluklar birçok şeyi etkileyebilir. Bu nedenle karar alıcıların örneğin beceriler konusunda ileriye dönük politikalar oluşturması, işgücü hareketliliği ve bölgesel kalkınma aracılığıyla düzenlemeleri takip etmesi ve etkin bir şekilde yönetmesi gerekmektedir.