1900’de dünyaya gelen Deming 12 yaşında çalışmaya başlamış. 1921’de Wyoming Üniversitesinden mezun olmuş; 1928’de Yale’den fizik mühendisi olarak doktorasını almıştır. Okulu bitirdikten sonra 1930-1946 yılları arasında ABD Tarım Bakanlığı’na bağlı Sabit Azot Araştırmaları Laboratuarı’nda matematik ve istatistik dersleri vermeye başlamıştır. Aynı zamanda Ulusal Standartlar Bürosuna ait okulda da dersler vermiş ve buralarda örnekleme ve diğer istatistik konuları üzerinde temel araştırmalar yapmış.
Amerikalı bir danışman olarak TKY devriminin babası olarak kabul edilen Deming, 1940’lı yıllarda ABD’de uyguladığı istatistiksel süreç kontrolü ile işyerlerinde kalitenin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak McArthur tarafından 1950’lerde Japonya’ya davet edilmesine kadar Deming’in yaklaşımı fark edilememiştir.
Japonya’ya gitmeden evvel ülkeleri gezerek gitmeyi düşünmüş ve 1950 yılında Türkiye’ye geldiğinde İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda gördüğü bir söz onu çok etkilemişti. Bundan sonrasına kendi sözleriyle devam edelim: Evet o gördüğüm söz beni çok etkilemişti: ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,fendir’ sözünün söylendiği bir ülkede mutlaka beni dinlerler diye düşünmüştüm.
Deming 1950’de Sümerbank’ta çeşitli endüstriyel kalite eğitimleri verdi. Söylediklerinin dinleneceğini düşünüyorken aldığı yanıt şöyleydi: Söyledikleriniz çok iyi fakat mevzuatımızda yok.
Deming’i biz dinlemedik Japonlar dinledi. Bazen fırsatlar önümüzden çekip gider…
Deming, yabancı pazarlara girme arzusu içinde olan ve Japonya’nın köklü kaliteli ürünlerindeki ünüyle ilgilenen sanayicilerle görüştü.
“Okyanusu geçmekte olan bir gemi üzerinde en çok kimin kontrolü vardır?” sorusuna verilen alternatif cevaplar genellikle; kaptan, makine dairesi şefi, dümenci şeklindedir. Deming’in cevabı ise; “Geminin tasarımcısıdır, çünkü gemi, tasarımının izin verdiğinden daha iyisini asla yapamaz” şeklinde olmuştur. Deming; “Dünyanın en iyi eğitim görmüş, motivasyonu en yüksek insanlarını işe alın ve işe yaramaz bir sistemin içine yerleştirin, göreceksiniz; her seferinde kazanan sistem olacaktır” görüşünü savunmakta.
Bir seferinde aynen şunları söylemişti: “Eğer beni dinlerseniz beş yıl içinde dünyayı yakalayabilirsiniz, dinlemeye devam ederseniz dünya sizi yakalamaya çalışır.
Hala yakalamaya çalışıyoruz…
Deming geleneksel işletme anlayış ve uygulamalarını eleştirirken yedi noktaya dikkat çekmekte ve bunları işletmenin “yedi ölümcül hastalığı” olarak nitelemektedir. Bu yedi ölümcül hastalık;
- Amaçlarda sebatsızlık,
- Kısa vadeli kararlara önem verme,
- Performans değerlendirmede hüner takdiri veya yıllık gözden geçirme,
- Yönetimin sık değişmesi,
- Görünen rakamları kullanmak,
- Aşırı tedavi-bakım gideri,
- Aşırı taahhüt şeklinde sıralanmaktadır.
Deming bu yedi ölümcül hastalıktan hareketle Toplam Kalite Yönetiminin klasik ilkeleri arasında yer alan on dört ilke geliştirmiştir. Bu on dört ilke, organizasyonlarca benimsendiğinde yedi ölümcül hastalığın iyileştirilmesini sağlamakta ve yüksek kalitede ürün ve hizmet sağlama konusunda engelleri ortadan kaldırmada organizasyonlara yardım etmektedir. Deming’in on dört ilkesi şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Yönetim sürekli gelişmeyi hedeflemeli ve bunu gerçekleştirecek ortamı yaratmalıdır. Kalite ve verimliliğin geliştirilmesi, üst yönetimin liderliğinde yıldan yıla öğrenilecek bir süreçtir.
- Bu felsefe en üst kademeden en alta kadar tüm mensuplar tarafından benimsenmelidir.
- Kalite analiz ve incelemelerinde istatistik teknikler kullanılmalıdır.
- İşletme faaliyetleri sadece fiyat boyutuna göre değerlendirilmemelidir.
- Üretim ve hizmetlerle ilgili sürekli sorunlar aranmalı ve iyileştirme yapılmalıdır.
- İş başında eğitim verilmelidir.
- Liderlik öğretilmeli, dikkat sadece rakamlara değil, aynı zamanda kaliteye de kaydırılmalıdır.
- Korku yerine güven esas olmalı ve yaratıcılık hedeflenmelidir.
Deming’in deyişiyle “Bir işteki verimliliği dönüştürmenin zorunlu ve en pratik ilk adımı, orada çalışan insanların korkularını yıkmaktır.”
- Departmanlar, gruplar arasındaki bariyerler kalkmalıdır.
- Verimlilik artışı metot geliştirerek sağlanmalıdır.
- Rakamsal hedef koyan uygulamalardan vazgeçilmelidir.
- Çalışanlara yaptığı iş ile övünme ve özdeşleşme imkânı vermeyen engeller kaldırılmalıdır.
- Herkesin kendini geliştirmesi teşvik edilmelidir
- Yönetim yukarıdaki değişiklikleri yapacak önlemleri almalıdır.
Thanks for the marvelous posting! I genuinely enjoyed reading it, you can be a great author. I will ensure that I
bookmark your blog and will eventually come back very soon. I want to encourage yourself to continue your great writing, have a nice day!