Çin devlet televizyonu Xinhua, dijital görüntüler ve sesler kullanarak haberleri okuyan yapay zekalı haber sunucusu kullanmaya başladı. South China Morning Post, Pekin merkezli arama motoru şirketi Sogou’nun iş birliği ile Xinhua tarafından oluşturulan yapay zekalı sunucuların İngilizce ve Çince haber sunabildiğini söylüyor. Sunucular Çarşamba günü ilk kez Çin’de düzenlenen Dünya İnternet Konferansı’nda görücüye çıktı.
Xinhua, her bir bağlantı noktasının “resmi web sitesinde ve çeşitli sosyal medya platformlarında günde 24 saat çalışarak haber üretim maliyetlerini düşürerek verimliliği artırdığını” söylüyor.
Yapay zekalı sunucu, sistemlerine gelen tüm yazıları dijital sesleriyle okuyabiliyor. Bu dijital sesler, gerçek sunucuların seslerinin düzenlenmesiyle elde ediliyor. Bu sunucular gerçekçi görünseler de aslında gerçek sunucuların görüntülerinin dijital olarak düzenlenmesiyle elde edildi.
Elbette bu teknolojinin sınırlamaları var. Yüz ifadelerinin aralığının sınırlı olduğu ve sesin yapay olduğu açıktır. Ancak bu alandaki makine öğrenimi araştırmaları hızlı iyileştirmeler yapmakta ve yapay zekanın gerçeklerinden ayırt edilemediği bir geleceği hayal etmek zor değil.
Öte yandan özellikle Çin’deki teknolojinin konuşlandırılmasından dolayı, bu durum birçok insanı rahatsız edici bir beklenti haline getirecektir. Orada, basın sürekli sansürleniyor ve ülkenin Müslüman Uygur topluluğunun bastırılması gibi yaygın olaylara dair net raporlar almak neredeyse imkansız. Propaganda okumak için sahte yapay zeka yaratmak ürpertici geliyor. ABD Savunma Bakanlığı yapay zeka ile oluşturulmuş sahte görüntülerin önüne geçmek için çalışmalar yürütüyor. Böyle bir teknolojinin Çin devleti tarafından kullanılması biraz durup düşünmeyi zorunlu kılıyor.
Endüstri 3.0’da İnsanın Eskimişliği
Günther Anders’in (1902-1992) başyapıtı İnsanın Eskimişliği, “Üçüncü Endüstri Devrimi Çağında Yaşamın Tahribatı Üzerine” altbaşlıklı iki ciltle tamamlamış bir kitap. Anders teknik gelişmeleri sözünü sakınmayan bir üslupla ele alırken, gerçek bir umuda gidecek tek yolun eleştiriden geçeceğini gösteriyordu. Kendi sözleriyle önerisine bakalım;
“Ne önünüzde giden at gözlüğü takmış olanlar tarafından biçimlendirilin ne de tekerlek izlerini koklayın. Atların arkasında oturan, ama onlara hükmeden arabacı olun. Arabanın üzerinde kalın, atları da gözden yitirmeyin; dahası onlar tarafından çekilirken her dönemeçte tehlikeyi yaşayın ki sorumluluğunu da taşıyın. Ödevimiz budur. Hem kuramsal, bu demektir ki görerek, hem hareket halinde, bu demektir ki felsefi ve güncel olabilmekse derdimiz…”
Endüstri 4.0’da İnsanın Değeri
Yaşadığımız çağ ikiyüzlü. Bir yandan çok güzel gelişmeler yaşanıyorken öte yandan sefalet, kötülük, sahtelik ön planda. Çin örneği üzerinden gideceksek, bir yandan şiddet, baskı diğer yandan yapay zeka lider ülkesi. Durum diğerleri için farklı değil. Amerika örneği… Kaşıkçı cinayetinde insan haklarına önem veren bir ülke, mülteciler için sınırlarına duvar ördürüyor. Sınırdışı etmek için çalışmalar yapıyor…
İkiyüzlü çağda insanın değeri daha ön planda olacağını düşünüyorum. Jest ve mimik, vurgu ve tonlama açısından düşündüğümüzde insanın eline su dökebilecek aygıt yok. Yeter ki insan kendini derinlemesine öğrenmeye entegre etsin. Yapay öğrenmelere ilgisi olduğu kadar derin öğrenmeye, araştırmaya, yönteme ilgili olsun.
‘Çinli robot spiker konusunda mesele robotun yüklenen metni okuması ve plastik makyajla insan gibi görünmesi değil, mesele tv politikasına, ülke gündemine, yerli-yabancı geçmiş ve mevcut olaylarla gelecek hakkında günün yorumunu yapma olasılığıdır. Bu olasılık gerçekleştiğinde eleştiri sınırını aşan yorumlarının sorumlusunun kim olacağıdır. İnsanlar için uygulanan, hukuka uygunluk şartlarının bu yorumlara uygulanıp uygulanmayacağıdır’ diyor Sertel Şıracı.